Sene 2011, aylardan Mart.
Yer: Hatay
Ailemden, sevdiklerimden ve bakkal Hüseyin’den çok uzaklardaydım.
Askerliğimin ilk günleriydi. Şafak 450. (Oha amına koyim.)
Sabahın 6sında hemen sağımda yatan Mardinli Keto’nun dürtüşleriyle
açtım güne kedi amcığına dönmüş gözlerimi.
‘GAK GAK OZAN GAK LA GAK’
Aslında yarım saat daha yatabilirdim lakin tuvalet o kadar
kalabalık oluyordu ki; bi lavaboda 4 kişi tıraş oluyordu, medeniyet hak getire.
Ağır ağır doğruldum ve kağuçuk terliğimi, kundura giymekten
büzüşmüş ayaklarıma giydim. Doğru tuvalete.
Henüz 10 günlük askerdik ve ülkenin biçok yerinden, farklı
kültürden insanla aynı havayı teneffüs edip eğitim yapıyorduk. Binevi grup
seksti.
Deniz görmemiş, eli çatal tutmamış, sigarayı paketinden çıkarıp
tütünü tekrar saran her şeyi geçtim Televizyonu ilk defa gören insanlar da
vardı.
Tıraşımı olmuş, dişlerimi fırçalayacaktım. Tam o sırada Mustafa
dürttü, ‘Arkana baksana lan’ diyerek kıs kıs gülüyordu. Aynadan arkaya doğru
baktığımda; pisuvarda ayağını yıkayan Bitlisli Beyto’yu gördüm.
Usulca yanına yaklaşıp;’ALLAH SENİN BELANI GÖTÜNDEN VERSİN İSHAL
GÖTÜN VİTAMİNSİZ MAHSÜLÜ, SENİN BEN İLİNİ VİLAYETİNİ SİKEYİM, AMINA KODUMUN
UYGARLIKTAN UZAK, TOPRAĞI SİKİLESİCE EVLADI SENİ’ demedim tabi, yaklaştığım
gibi hemen yanındaki pisuvara işemeye başladım. İçimden ‘ZAAA XD’ diyordum ama
hiç çaktırmıyordum.
‘LA SEN Nİ YABIYON AMONO GOYİM? BURASI AYAH YIKAMA YİRİ’ dedi.
‘Orospu evladı buraya insan işiyo, ne ayağı amına koyim, siktir
git buradan eşgalini siktiğim’ diyerek savurdum orospu çocuğunu.
Velhasılı içtimaya geçtik. Sayı alındı ve doğru kahvaltıya,
yemekhaneye.
‘UYGUN ADIMMM!! AAARŞŞ!’ komutuyla yemekhaneye yürümeye başladık.
Sırayla tabldotları aldık. Ardından osurtmaktan göt çatlatan helvamızı, kibrit
kutusunun çeyreği kadar beyaz peyniri, avuç içim kadar pekmezi ve 1(bir) muzu
tabldota atıp masaya geçtik.
Pisuvarda ayağını yıkayan Bitlis’li alagavat yine geldi, karşıma
oturdu. Tam bitirmiş kalkacakken badim Yiğit dürttü beni. ‘Bak bak napıyo
orospu evladı’ diye.
Gördüğüm manzara aynen şu şekildi; ‘Zambiwya maymunu, sanırsın 12
gündür açlıktan midesini kurumuş, üzerine onu sıçmış, almış eline muzu
KABUĞUYLA BERABER YİYOR AMINA KOYİM’
Hiç bozuntuya vermeden Yiğit atladı yandan ‘YE MORUK YE, VİTAMİNİ
KABUĞUNDA ZATEN’ diye.
Tüm yemekhaneyi bi gülme aldı, biz bozuntuya vermemek için ağır
ağır çıktık oradan.
Tekrar içtima alındı.
Talim çavuşu taşak geçtiğimizi nerden anladıysa artık, ördek
yürüyüşüyle tüm gün alayı öyle yürüttü bize. Orospu çocuğu.
Yani bu hikayeden anlayacağınız şey; Bişe anlamanıza gerek yok
amına koyim, neyini anlıcaksınız, göte biz geldik, siz de gülerek keyfini
çıkarın işte.
Hadi eyvolle.