11 Ocak 2013 Cuma

Yaş''AN''mıştır



Sene 2011, aylardan Mart.
Yer: Hatay

Ailemden, sevdiklerimden ve bakkal Hüseyin’den çok uzaklardaydım. Askerliğimin ilk günleriydi. Şafak 450. (Oha amına koyim.)
Sabahın 6sında hemen sağımda yatan Mardinli Keto’nun dürtüşleriyle açtım güne kedi amcığına dönmüş gözlerimi.
‘GAK GAK OZAN GAK LA GAK’
Aslında yarım saat daha yatabilirdim lakin tuvalet o kadar kalabalık oluyordu ki; bi lavaboda 4 kişi tıraş oluyordu, medeniyet hak getire.
Ağır ağır doğruldum ve kağuçuk terliğimi, kundura giymekten büzüşmüş ayaklarıma giydim. Doğru tuvalete.
Henüz 10 günlük askerdik ve ülkenin biçok yerinden, farklı kültürden insanla aynı havayı teneffüs edip eğitim yapıyorduk. Binevi grup seksti.
Deniz görmemiş, eli çatal tutmamış, sigarayı paketinden çıkarıp tütünü tekrar saran her şeyi geçtim Televizyonu ilk defa gören insanlar da vardı.
Tıraşımı olmuş, dişlerimi fırçalayacaktım. Tam o sırada Mustafa dürttü, ‘Arkana baksana lan’ diyerek kıs kıs gülüyordu. Aynadan arkaya doğru baktığımda; pisuvarda ayağını yıkayan Bitlisli Beyto’yu gördüm.
Usulca yanına yaklaşıp;’ALLAH SENİN BELANI GÖTÜNDEN VERSİN İSHAL GÖTÜN VİTAMİNSİZ MAHSÜLÜ, SENİN BEN İLİNİ VİLAYETİNİ SİKEYİM, AMINA KODUMUN UYGARLIKTAN UZAK, TOPRAĞI SİKİLESİCE EVLADI SENİ’ demedim tabi, yaklaştığım gibi hemen yanındaki pisuvara işemeye başladım. İçimden ‘ZAAA XD’ diyordum ama hiç çaktırmıyordum.
‘LA SEN Nİ YABIYON AMONO GOYİM? BURASI AYAH YIKAMA YİRİ’ dedi.
‘Orospu evladı buraya insan işiyo, ne ayağı amına koyim, siktir git buradan eşgalini siktiğim’ diyerek savurdum orospu çocuğunu.
Velhasılı içtimaya geçtik. Sayı alındı ve doğru kahvaltıya, yemekhaneye.
‘UYGUN ADIMMM!! AAARŞŞ!’ komutuyla yemekhaneye yürümeye başladık. Sırayla tabldotları aldık. Ardından osurtmaktan göt çatlatan helvamızı, kibrit kutusunun çeyreği kadar beyaz peyniri, avuç içim kadar pekmezi ve 1(bir) muzu tabldota atıp masaya geçtik.
Pisuvarda ayağını yıkayan Bitlis’li alagavat yine geldi, karşıma oturdu. Tam bitirmiş kalkacakken badim Yiğit dürttü beni. ‘Bak bak napıyo orospu evladı’ diye.
Gördüğüm manzara aynen şu şekildi; ‘Zambiwya maymunu, sanırsın 12 gündür açlıktan midesini kurumuş, üzerine onu sıçmış, almış eline muzu KABUĞUYLA BERABER YİYOR AMINA KOYİM’
Hiç bozuntuya vermeden Yiğit atladı yandan ‘YE MORUK YE, VİTAMİNİ KABUĞUNDA ZATEN’ diye.
Tüm yemekhaneyi bi gülme aldı, biz bozuntuya vermemek için ağır ağır çıktık oradan.
Tekrar içtima alındı.
Talim çavuşu taşak geçtiğimizi nerden anladıysa artık, ördek yürüyüşüyle tüm gün alayı öyle yürüttü bize. Orospu çocuğu.

Yani bu hikayeden anlayacağınız şey; Bişe anlamanıza gerek yok amına koyim, neyini anlıcaksınız, göte biz geldik, siz de gülerek keyfini çıkarın işte.

Hadi eyvolle.